Hep gerçekçi, pratik düşünen çiftçiler, bahçeciler ekoloji ve enerjinin uğraştığı kuramları, fazlasıyla kafa karıştırıcı olmasa bile, biraz hantal ve uygulanamaz bulabilir. Burada, kaynaklarımızı sorumlu şekilde nasıl kullanabileceğimize dair bazı pratik bakış açıları sunmaya çalışacağım.
Enerji, bütüncül bir yaklaşımda, elektrik ve fosil yakıt kullanımının çok daha fazlasını kapsar; ama elbette bu ikisi enerji meselesinin merkezini oluşturuyor. Permakültür tasarımında enerji ve kaynak yönetimi gerçekte eş anlamlıdır; bu ikisini birbirinden ayırmak olanaksız değilse bile çok zor.
Bu yazıda verilen istatistikler, şu an en rahat bunlara ulaşabildiğimden, Avustralya’ya dair veriler; ancak eğilimler ve genel konseptler bütün endüstriyelleşmiş toplumlara uygulanabilir ve hızlı ‘modernleşme’ sürecindeki gelişmekte olan ülkelerin ince eleyip sık dokuması gereken konulardır.
Hanelerde Enerji Kullanımı
Konuyu anlamak ve hemen harekete geçmek açısından, Avustralya’da evlerde yaşayan insanların kullandığı enerjinin en somut biçimi elektriktir. Bu kullanım ülkenin elektrik ve fosil yakıt kullanımının %20’sine karşılık gelir, 8,3 milyon özel araba da yaklaşık bir %20’lik paya sahip. Dolayısıyla haneler, elektrik ve araba kullanımıyla, ülkenin ‘enerji’ resminde %40’a varan ciddi bir etkiye sahip. Bu iki etken aynı zamanda Avustralya’nın karbondioksit salımının yaklaşık %40’ına yol açmakta.
Bütün hanelerdeki kaçınılmaz bir boyut da atık meselesi. Bu, gerek üretim gerekse bertaraf itibariyle ciddi enerji tüketen bir enerji kaybı olarak görülebilir. Yıllık 6 milyon tona varan hane atıkları Avustralya çöplerinin %71’ine karşılık gelmekte.
Geri dönüşüm önemli ama yeterli değil – eve getirdiğimiz ve evden çıkacak her şeyi dikkatli bir gözle ele almalıyız. Bu atıklara bir de evlerden çıkan lağımı ekleyin; bu sular banyolarımız ve çamaşır makinelerimizden gelen gri suların yanı sıra, değerli çeşit besin maddeleri içerir: bu da bir enerji kaybı olarak sayılmalıdır.
Her ne kadar endüstri hane faaliyetlerinden daha fazla enerji tüketse ve daha çok atık çıkarsa da; endüstriyel sistemin sürekliliğini, onların ürünlerini kullanan ve ithal ürünleri tüketen biz tüketicilerin desteklediğini akıldan çıkarmamak daha önemli.
Bu noktada hemen resmin politik boyutlarına atlama eğilimi ortaya çıkar; bense gerçekçi ve uygulanabilir şekilde neler yapabileceğimize geri döneceğim.
Bireyler olarak enerji ve kaynakların muhafazasına üç farklı düzeyde yaklaşabiliriz: davranış, tasarım ve teknoloji.
Tasarım Stratejileri – Aydınlık mı Elektrik Işığı mı
Ev tasarımı: Konforlu bir iç mekan ısısı yaratabilen uygun ev tasarımı kışın evi ısıtma ve yazın evi serinletme masrafını ciddi şekilde düşürebilir. Ortalama bir Melbourne evinde enerjinin yaklaşık %50’si ısıtma için kullanılır. Termal kütle kullanımı, iyi konumlandırılmış çardaklar, verandalar ve seraların yalıtımı ve de evi çevreleyen alanın tasarımı ev mikro iklimini destekler. Gün ışığından daha iyi yararlanmaya yönelik pencereler ve tavan pencereleri tasarlanabilir – günün ortasında bile okumak için ne kadar çok sayıda binanın ışık yakmayı gerektirdiğini görmek beni hayrete düşürüyor. Pasif solar ve enerji tasarrufuna yönelik ev tasarımına dair, sadece yeni bir ev yapımına yönelik değil mevcut evlerin de elden geçirilmesini konu alan pek çok kitap keşfedilmeyi bekliyor.
Evin Dışı: Evin dışını, yani bahçemizi, mahallemizi veya çiftliğimizi tasarlamada enerji muhafazasına yönelik çeşitli yaklaşımlar mevcut. Genelde, bir sistemin işlemesini sağlamak için dışardan enerji taşımak durumunda kalıyoruz: tohumlar, bitkiler, bahçe ve meyveliklerimiz için malç malzemeleri ve gübre, su toplamak üzere göletler, bendler ve yağmur hendekleri açmak üzere buldozerler gibi. Stratejilerimizi tasarlarken ve bu başlangıç girdilerini maddi yatırım olarak düşünürken, bunların ömürleri boyunca yatırımdan kat be kat fazla getiri sunmalarını sağlamalıyız.
İyi bakıldığı takdirde bir meyve ağacı başlangıç yatırımından kat be kat fazlasını getirir; ancak gübre toplamak ya da malç amaçlı saman taşımak üzere her yıl kilometrelerce yol kat edersek, getirmez. Meyve ağacını çevreleyen koşulları, ağacın ihtiyaçlarının orada karşılanabileceği şekilde tasarlamalıyız. Ağacın ihtiyaç duyduğu besinlerin bir kısmını sunmak üzere ağacın altına canlı malç olarak karakafes otu ve adi yonca ekebilir, tavukların gübrelemesi ve ağaç zararlılarını bertaraf etmesiyle ağaca sağlıklı bir yaşam sağlayabiliriz.
Diktiğiniz sadece bir rüzgâr perdesi olmasın; aynı zamanda bir güneş kapanı, kuş habitatı, arı merası, yakacak kaynağı, bir yangın perdesi görevi de görsün, yabani gıdalar içersin. İyi bir tasarım ve bitki seçimiyle bir rüzgâr perdesi bunların hepsini yapabilir, bütün bu işlevleri tek bir unsurla sağlamanın getireceği enerji tasarrufunu düşünün. Bunlar, enerji muhafazasına son derece pratik yollarla yaklaşan temel permakültür tasarım ilkeleridir.
Mıntıkalama (zonlama) ilkeleri de buna benzer, tek tek türlerden gelecek ‘semereleri’ ve sistemin bakım ve hasat gereksinimlerini yakından inceler ve tüm unsurları araziye uyumlu şekilde konumlandırır. Örneğin, beslenmeleri, yumurta toplamak, meyve bahçesine salınmaları ve gece güvenli yuvalarına sokulmaları için tavuklar günde iki kez ziyaret edilir. Kümese giderken her gün yolumuzda bizi başka hangi işler bekler? Mesela, sebze bahçesi, kompost yığını, yakacak yığını, fidanlık sayılabilir. Mıntıkalama, doğru mekansal konumlandırmalarla bu işleri birbirine bağlayarak zaman ve enerji tasarrufu sağlar.
İnsan Yerleşimleri: İnsan yerleşimlerinin, toplulukların ve köylerin tasarımında, evlerin yakın konumlandırılmaları sayesinde hizmet ulaştırılması açısından ciddi enerji tasarruf edilir. Sosyal ve ticari merkezler ile tesislerin yerleşimlere yürüyüş ve pedal çevirme mesafesinde olması motorlu araç kullanımını azaltır.
Teknolojik Stratejiler – Güneş, Pedal Gücü ve Yerçekimi
Burada enerji tüketen elektrikli cihazlar ve teknolojiler ile enerji üreten teknolojileri göz önünde bulundurmalıyız. Queensland’in güney batısında (subtropik) hane enerji kullanımının %50’si su ısıtmak için kullanılır – bina mevzuatında gün ısı su tanklarının mecburi tutulduğunda tasarruf edilebilecek enerjiyi bir hayal edin!
Evlerde başlıca enerji kullanımını şu şekilde: su ısıtmak (%30), mekân ısıtmak (%22), buzdolapları (%14), pişirme (%9), aydınlatma (%6), dondurucular (%4), televizyon ve film oynatıcılar (%4), çamaşır yıkama (%3), çamaşır kurutma (%3), bulaşık makineleri (%3), klimalar (%2) – bunlar ulusal ortalamalardır.*
Başarılı güneş evi tasarımı, güneşe dayalı su ısıtma sistemleri ve enerji etkin elektrikli cihazlar hane enerji tüketiminde ciddi bir düşüş sağlayabilir. Ayrıca, doğalgaz elektrikten ucuzdur, daha az kirlilik yaratır ve genellikle daha verimlidir.
Yemek pişirmek ve mekânı ısıtmak için odun ocakları kullanılabilir ancak bunların enerji verimliliği oranlarını kontrol edin ve odun yakacağının maliyetli olduğunu unutmayın. Yakacak odunun kesimi ve nakliyesi için enerji kullanılır, bunları kendi başınıza kesmek ve toplamak zaman, çaba harcatır ve genellikle kesim motorları ile taşıma için yakıt kullanımı anlamına gelir. Kalabalık şehir merkezlerinde odun ve kömür sobaları ve ocakları kışın büyük bir kirlilik yaratabilir.
Akış kontrollü duş başlıkları gibi su tasarrufuna yönelik aletler tasarruf sağlamanın yanı sıra su ısıtmak için harcanan enerjide de tasarruf sağlar. İki basmalı sifon tuvaletler, mutfak ve banyo musluklarında hava püskürtmeli başlıklar gibi su tasarrufuna yönelik cihazlarla evdeki su tüketimi %40’lara varan oranlarda azaltılabiliyor. Yağmur suyu toplama depoları ile bahçe sulaması için gri su arıtmaları standart uygulamalar haline gelmeli. Su basmak için mümkünse yerçekimini kullanın.
*) Türkiye’deki kullanım oranları için şu siteye bakınız. Genel elektrik tüketim rakamları için şuraya bakılabilir. Hane halkına yönelik enerji verimliliğiyle ilgili ülke çapında yapılan bir araştırmanın raporuna için şuraya bakınız.
yazının orjinal adresi: http://permaculturenews.org/2008/11/18/design-with-energy-in-mind/
çev: hira doğrul