Dünyayı Mahallelerinizden değiştirmek
Chris Johnstone | 7 Mart 2011
(Çeviri: Gonca Yılmaz)
Davranışlarımızı değiştirmek ve içinde yer aldığımız topluluğu örgütlemek suretiyle karbon emisyonda bir gigatonluk azalma sağlayabilir miyiz? Chris Johnstone, cesur sosyal mimar David Gershon’a, sürdürülebilir toplumsal dönüşümün mahalle mahalle nasıl başlayacağını sordu.
David Gershon’ın Sosyal Değişim 2.0 çerçeve çalışması üzerine temellenmiş olan Zarif Topluluklar Kampanyası (Cool Communities Campaign), neyin mümkün olduğunu göstererek etkileyici bir başlangıç yaptı. Chris Johnstone daha fazlasını öğrenmek için, onunla röportaj yaptı.
CJ: Bana biraz Zarif Topluluklar Kampanyasından söz eder misin?
DG: Bir toplumun, karbon ayak izinin %50 ila %90’ı yaşam alanlarından kaynaklanmaktadır; insanların uygulayabileceği ölçülebilir belli eylemleri içeren ‘Düşük Karbon Diyeti’ adlı programı kullanarak, hane başına %25 azalma sağlayabileceğimizi gösterdik. Gerçek soru şu ki; herhangi bir yerde, bir topluluğun nüfusunun 25% ile 75% arasındaki katılımını ölçümlemek nasıl mümkün olabilir? Bugün 300’den fazla ABD topluluğu bizim Zarif Topluluk araç ve stratejilerini kullanarak bu soruyu cevaplamaya çalışıyorlar.
CJ: Bize kullandığınız topluluk güçlendirme yaklaşımından biraz daha söz eder misiniz?
DG: 1990’larda, dört aylık bir zaman zarfında küçük gruplarda veya Eko-topluluklarda tanışan 20.000 kişinin dahil olduğu Yeşil Yaşam Programımızı geliştirdik. Belli bazı çevre dostu davranışların uygulanması için birbirlerini desteklediler. ABD çevre koruma ajansı tarafından öncesinde ve sonrasında yapılan değerlendirmeler, katı atıklarda %40 azalma, su kullanımında %32 azalma, enerji kullanımında %14 azalma ve karbondioksit emisyonunda %15 azalma sağladığımızı gösterdi. Bu özellikle karbon azaltılmasına gitmeyi denemeye bile başlamadan önceydi. Bu program Birleşik Krallık da dahil 22 ülkeye yayıldı ve birkaç milyon insan bu programa dahil oldu.
CJ: Yerel topluluklarla çalışıyorsunuz ve o mahallede yaşayan insanların %25 ila %60 arasında katılımını sağlıyorsunuz. Pek çok sürdürülebilir yaşam toplulukları bu miktarın küçük bir kısmını toparlamakta güçlük çekerken, bu kadar yüksek oranda katılımı nasıl çekiyorsunuz?
DG: Bu seviyeye ulaşmanın nasıl mümkün olacağını bulmak, yıllar süren titiz araştırmaların sonucudur. İş yerlerinde, inanç-temelli gruplarda ve sosyal ağlarda organize olmayı denedik, fakat en büyük çekimi mahallelerde yakaladık. Bunun nedeni, komşularını tanımak, mahallesini güzelleştirmek, aynı zamanda da çevre hareketine katkıda bulunmak isteyen mahalleliye sağlanan çoklu faydalar idi.
Diğer bir anahtar ise “deneme-yeteneği” oldu – bütün bir programı kapıda satmayı denemiyorduk, fakat daha fazlasını duyabilmek için toplantılara gelen mahalleliye sadece o anda gereken bir adım atmasını sağlıyorduk. İnsanların bu grubun ne olabileceğine dair değerlendirme yapma şansı vardı, bunun hakkında konuşma ve programın ne hakkında olduğuna dair bir fikir sahibi olma şansları vardı.
CJ: Yani mahalleden komşuların kapısını çalabilecek, sürdürülebilirlikle ilgili davranış değişikliği hakkında bir toplantıya çağırabilecek, ilgili insanların katılımını sağladınız. Peki, bu kişiler, bu kadar çok insanın programa kayıt olmasını sağlamak için onlara neler söyledi?
DG: Yaptıklarımıza karşılık almanın kısmi nedeni, insanların sadece komşularını tanımak istemesi değildi, aynı zamanda daveti nasıl sunduğumuzla da ilgiliydi. Davet şuydu; “Merhaba, sokağın üst tarafında oturan komşunuzum, bu Perşembe akşamı saat 19.30’dan 21.00’e kadar sürecek olan Portland Belediyesi (ya da hangi şehirdeysek o kent) tarafından sponsorluğu üstlenilen, çocuklarımızın yararına kaynakların daha iyi korunması için bize yardım edecek, komşu olarak birbirimizi daha iyi tanımamızı sağlayacak, sağlıklı, güvenli, daha yaşanabilir bir mahalle yaratmamıza yardım edecek olan, evimde yapılacak mahalle toplantısına sizi de davet etmek istiyorum. Gelmek ister misiniz?”
Pek çok deneme ve yanılmadan ve dört ana telefon araştırmasından sonra ortaya çıkan metin buydu. Bu mesaj iletildiğinde, o blokta oturan insanların %85’i evet dedi, yarısı toplantıya geldi ve bunların %75’i programa katıldı. Bu %25 katılım oranına tekabül etti. Bunu iklim değişikliği programı çerçevesinde yaptığımızda katılım oranımızı %43’e çıkardık. Bunu mahalle yaşanabilirlik programı çerçevesinde yaptığımızda %61 katılım oranı sağladık. Programa ve mahalleli için aciliyet değerine bağlı olarak, %25 ve %60 katılım oranı arasında bir nokta tutturduk.
CJ: Birleşik Krallık’ta çalışmalarınızla ilgili insanlarla konuştuğumda, komşuların kapısını çalma fikri ile ilgili direnişle karşılaştım. Bu sadece Britanya’lıların çekincesi mi, yoksa ABD’de de aldığınız bir yanıt mıydı?
DG: İnsanların komşularını rahatsız etmek istemeyecekleri ve reddedilecekleri düşünerek işe başladım. Yaşadığım yer olan New York City’de, insanlar şöyle dedi; “Komşularımızla konuşmayız ve bundan memnunuz. Kendi bireysel yaşamımız hoşumuza gidiyor”. Bu gerçek durum değil aslında ve bu bir paradoks. Mesele insanların komşularını tanımak istememesi değil, daha ziyade yan kapıda yaşayan insanlarla nasıl bağlantı kuracağını ve bir topluluk haline nasıl geleceğini bilememesi. Sonuç olarak, yalıtılmış ve yabancılaşmış bireyler olarak yaşam savaşı veriyoruz.
“Komşularımı tanımıyorum, bunun gibi bir şeyi asla yapmadık, reddedilmekten korkuyorum” direnişi, dünyanın çalışma yaptığımız her yerinde deneyimlediğimiz bir şey. Bu sadece Birleşik Krallık’a ait bir olgu değil. Fakat organizasyon araçlarını kullanarak insanların bunu aşmasını sağladığımızda, onlar bu bağlantıya sahip olmaktan dolayı muazzam ölçüde heyecanlanarak bambaşka bir hisse ulaşıyor. Her seferinde insanlar, bu programla ilgili en çok hoşlandıkları şeyin komşularını tanımak olduğunu söylüyor.
CJ: Geçiş Hareketinin, sizin geliştirdiğinize benzeyen topluluk temelli davranış değişimi programını denemeye başladığını biliyorum. Sizin deneyimlerinizden nasıl öğrenebiliriz?
DG: Kitabım Sosyal Değişim 2.0 çerçeve çalışmasını kullandığımız araçlar ve teknikleri detaylı bir şekilde ortaya koyuyor, 11. Bölüm’de de Zarif Topluluklar Kampanyası anlatılıyor. İnsanlara birlikte okumak için çalışma grupları oluşturmalarını tavsiye ediyorum, Özellikle bu insanlar, Geçiş Kentleri çalışmasına dahil iseler veya tanımlanan araçları uygulamak isteyen diğer gruplardan iseler, grup çalışması öneriyorum. www.socialchange2.com web adresinde, bir tartışma grubu rehberi ve topluluk uygulama pratikleri forumu ve www.empowermentinstitute.net/lcd web adresinde ücretsiz indirilebilen, topluluk organizasyonu için kaynaklar sağlıyoruz.
Faydalı olabilecek kaynaklar
David Gershon’nın Sosyal Değişim 2.0.: dünyamızı yeniden keşfetmek için detaylı bir proje kitabı, Permaculture magazine(dergisinin) Nisan 2011 tarihli, 68.sayısında Chris tarafından değerlendirilecektir. Abone olmak için buraya tıklayın
1 www.transitiontogether.org.uk sitesini inceleyin.
Empowerment Institute’un kurucusu ve CEO’su David Gershon, davranış-değişimi ve geniş anlamda sistem dönüşümü üzerine dünyanın önde gelen otoritesinden birisidir ve bu uzmanlığı topluluklarda, örgütsel ve toplumsal değişim gerektiren durumlarda uygular. Gershon 11 adet kitabın yazarıdır ve keskin sosyal yeniliklerin uygulanması ve tasarımı için Empowerment Institute’un dünyanın her tarafından sosyal girişimcileri ve değişim temsilcilerini güçlendiren Dönüşümsel Sosyal Değişim okulunu ortaklaşa yönetmektedir. Davranış değişimleri, topluluk güçlendirme ve sürdürülebilirlik konularında, Harvard’da, MIT’de ve Duke’de konferanslar verdi ve Clinton zamanında Beyaz Saray’da ve Birleşmiş Milletler’de danışmanlık hizmeti verdi.
Chris Johnstone, Gücünüzü Bulun- Esneklik ve Olumlu Değişim için Araçlar’ın yazarıdır (Find Your Power – A Toolkit for Resilience and Positive Change) (Permanent Publications, 2010) ve Mutluluk çalışması Planı’nın ortak-sunucusudur. Birleşik Krallık sağlık hizmetlerinde bağımlı uzmanı olarak uzun yıllar çalıştı ve www.chrisjohnstone.info adında bir web sitesi bulunmaktadır.
(Yazının orijinal adresi: http://www.permaculture-magazine.co.uk/articles/changing-world-your-neighbourhood)