Bir Sayfa Seçin

Güneş Enerjili Yaşam – 2

Chris McLeod (çev: Yağmur Kutlar)

Farkına varmamış olabilirsiniz ama ben yenilenebilir enerji sistemlerine pek bir düşkünüm. Güneş Enerjili Yaşam -1 makalesinde hem şebeke bağlantılı hem de bağlantısız güneş enerjisi sistemleriyle ilgili bilgi verip, aralarındaki farklara değinmiştim.

Bu makalede ise; sıkça sorulan bazı sorulara cevap vermeye çalışırken, bir yandan da Zaytuna çiftliğindeki şebeke bağlantısız güneş enerji sisteminin permakültürün 3 etik ilkesiyle nasıl uyuştuğuna değineceğim.

Bana en çok sorulan sorulardan biri şu;

Günlük elektrik tüketimimi karşılamak için kaç tane güneş paneline ihtiyacım var?

Bu tamamen hanedeki günlük ortalama tüketime bağlıdır. Avustralya’da, bir önceki makalede değindiğim üzere, farklı kaynaklardan sonuçlara göre, günlük ortalama tüketim 15kWh- 20kWh arasında değişmektedir (Wikipedia’ya göre Amerika’da ortalama günlük hane tüketimi 24kWh’tır)

Bu tüketim bir evde yıl boyunca 10×100 w (watt) akkor ampüllerin günde 15-20 saat boyunca kullanılmasına eşdeğerdir.

Kaç tane güneş paneline ihtiyacınız olduğunu saptamak üzere, iyimser bir yaklaşımla günlük ortalama 15kWh’lık tüketimi temel alacağım.

Güneş enerjisine bağlı bir sistem sadece güneş varken enerji üretir. Bu da sistemin gün içindeki güneş ışığıyla sınırlı olduğu anlamına gelmektedir. Güney yarımkürede ne kadar güneyde ya da kuzey yarımkürede ne kadar kuzeyde iseniz, kullanılabilir yaz ve kış güneşi miktarının alt ve üst sınırları o oranda değişiklik gösterir.

Mesela; benim evim ekvatorun güneyinde, 37,5° enleminde bulunmaktadır.

Avustralya’da bulunan Rainbow Power şirketi, bu ülkedeki azami güneş ışığının hesaplanması için gayet kullanışlı bir hesap makinesi geliştirmiştir. Buna göre, evim yaz boyunca 6,5 saat boyunca azami güneş ışığı almaktadır, bu süre kışın 3,13 saat olarak hesaplanmıştır.

Eğer ki 1 yıl içinde evinizin ihtiyacı olacak enerjiyi güneş enerjisi sistemlerinden karşılamak istiyorsanız, yazın ve kışın aldığınız azami güneş ışığı değerlerinin ortalamasını hesaplamanız iyi olur. Bu değer benim evim için 4,8 saattir.

Güneş panelleri ancak gün ışığı yeteri kadar güçlü olduğunda elektrik ürettiğinden, ihtiyacınız olacak sistem kapasitesini bulmak için, günlük elektrik ihtiyacınızı (15kWh) azami güneş ışığı aldığınız saate (4,8) bölerek bulabilirsiniz (3,125kWh).

Bu demek oluyor ki, eğer benim evime yakın bir konumda eviniz varsa ve günde ortalama 15kWh elektriği güneş enerjisi sistemden sağlayacaksanız, bütün yıl boyunca ortalama 3,125 kWh üreten bir sisteme ihtiyacınız var demektir. Unutmayın ki günlük üretiminiz bazen ortalama değerin üzerinde olacak bazen de altına düşecektir.

Yukarıdaki hesaplamaları kullanarak, daha da vahşileşip günde 40kWh bir tüketim yapmak isterseniz (bu 20x100watt’lık akkor ampullerin her gün günde 20 saat yanmasına eşdeğer olacaktır), benim bulunduğum enlemde yıllık tüketiminizi karşılamak için sistemin 8,33kWh üretmesi gerekecektir.

3,125kWh elektrik üretmek için kaç tane güneş paneline ihtiyaç var?

Piyasadaki güneş panelleri 1Wh-260Wh değerleri arasında üretmektedir. 260Wh panellik bir sistem alacağımı varsayarsak, 12 adet güneş paneline ihtiyaç duyacağım (12 x 260Wh = 3,125kWh). İnternette eBay üzerinden farklı boyut ve özelliklerdeki güneş panellerinin fiyatlarını öğrenebilirsiniz.

Şebeke bağlantılı güneş enerjisi sisteminde kullanım için yeterli bir üretim kapasitesine ihtiyacınız var!

Güneşten yüksek miktarda elektrik üretmek için çok sayıda pahalı güneş paneline ihtiyaç olduğu ortada. Aynı şekilde, benim bulunduğum enlemde, 1kWh’lık şebeke bağlantılı güneş enerjisi sistemine sahip bir evde, günlük 15kWh’lık elektrik kullanılmak istenirse, bu ihtiyacın yıl içinde hiçbir zaman karşılanamayacağını görürsünüz. En iyi ihtimalle bu sistemle yıllık ihtiyacın ancak 1/3’ini karşılanabilir. Bu durum cesaretinizi kırmasın, bu evde ihtiyacın bir kısmının karşılanabiliyor olması saygı duyulacak bir durumdur; bu koşullarda yapılabilecek daha iyi bir şey varsa, o da evin elektrik tüketimini azaltmaktır.

Hatırlarsanız, eğer ki bir evin ihtiyacı güneş panellerinden karşılanamıyorsa, üretimi aşan ihtiyaç şebekeden karşılanabilir. Avustralya’da bu durum ne yazık ki berbat sonuçlar doğurmakta, çünkü elektrik çoğunlukla siyah ya da kahverengi kömürün yakılmasıyla elde edilmekte. Ev sahipleri elektrik üreticileriyle yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik için bir anlaşmaya varmadıkları sürece, yenilenemeyen bu kaynaklar üstüne bir de yüksek miktarlarda karbondioksit açığa çıkmasına sebep olmaya devam edecekler.

Şebeke bağlantısız güneş enerjisi sisteminde en kötü ihtimalleri düşünerek belirleyeceğiniz bir üretme kapasitesine ihtiyaç duyarsınız!

Şebeke bağlantısız güneş enerjisi sisteminde, kışın aldığınız güneş ışığı göz önünde bulundurularak hesaplanmış en kötü senaryoya göre belirlenen bir üretme kapasitesine sahip olmanız gerekir. Bunun sebebi ise; sürekli şekilde ürettiğinizden fazla elektrik harcamanız takdirde, şebeke bağlantısız güneş enerjisi sisteminin sonunda çökeceği ve pillerinin tamamen kullanılmaz duruma geleceğidir.

Pek çok şebeke bağlantısız güneş enerjisi sistemi, farklı elektrik üretim yöntemlerini sisteme dahil ederek bu sınırları aşmaya çalışmaktadır. Bunların başlıca, rüzgar tribünü jeneratörler, hidro tribün jeneratörler, petrol ve dizel jeneratörler, buhar makinası jeneratörlerdir; hatta kimi sistemler elektrik şebeksine bağlı pil şarj cihazları kullanmaktadır.

Şebeke bağlantısız sistemlerde, elektrik şebekelerine bağlı olan evlerdeki düşüncesizce elektrik kullanımından farklı olarak, elektrik tüketimini seviyeniz hakkında her zaman son derece bilinçli olmanız gerekir. Hangi aletlerin yüksek miktarlarda elektrik harcadığını anlayarak ve bunları sistemin yüksek miktarlarda elektrik ürettiği vakitlerde kullanarak elektrik tüketme alışkanlıklarımı değiştirmem gerekti. Güneş enerjisi kullanmak sizi enerji tüketiminizi sorgulamaya ve bu tüketimi nasıl azaltacağınızın yollarını aramaya zorlar.

Şebeke bağlantısız güneş enerji sisteminde, eğer ki üretilen fazla elektrik şebekeye aktarılmıyorsa bu durum nasıl oluyor da Permakültürün 3 etik ilkesiyle uyuşuyor?

Yazmış olduğum Advanced Solar, and Independence, at PRI’s Zaytuna Farm makalesine pek çok yorum yapıldı; yorumlardaki temalardan biri de ‘bağımsız sistemlerin Permakültürün 3 etik ilkesiyle nasıl uyum gösterecektir?’ konusudur. Bu gerçekten de üzerine düşünülmesi gereken bir durumdur.

Permakültürün 3 etik ilkesi; İnsanı Gözet, Dünyayı Gözet, Artı Değerin (Kullanım Fazlasının) ilk iki ilkeye vakfedilmesi olarak özetlenebilir.

Buradaki endişe özellikle artı değer üzerine olan 3. ilkeyle ilgilidir. Bu durumda fazladan üretilen elektriğin hem insanlar hem de dünyanın yararı için kullanılması konusudur.

Bu sorunun cevabı PRI’ın Zaytuna Çiftliğinde kurulan sistemin nadiren kullanım fazlası elektrik ürettiğidir. Günlük elektrik ihtiyacı için kaç güneş paneline ihtiyacınız olduğunu incelediğimiz örneğe yeniden bakarsanız, bir evin ihtiyacını karşılamak üzere çok büyük bir güneş enerjisi sistemi gerektiğini fark edersiniz. Ayrıca, şebeke bağlantısız sistemde elektrik kullanımınıza oldukça dikkat etmeniz ve elektrik tüketim biçiminizi değiştirmeniz (örneğin tüketiminizi azaltmanız ve asgariye düşürmeniz) gerekir. En basitinden çamaşır makinenizi gece yerine öğlen çalıştırmak ya da kaynak işini daha güneşli bir güne ertelemek gibi. Bu durum, ısınma ihtiyacınızı odun sobasından karşılarken ne kadar yakacağa ihtiyaç duyacağınızı belirlemeniz ve ağaçları kesimden en az 2 yıl öncesinden dikip yetiştirmenizden çok da farklı değildir. Bu anlayışın tam tersine 2,400 wattlık bir klimayı çalıştırabilirsiniz elbette!

Düşünülmesi gereken bir diğer durum da, kırsal bir bölgede şebekenin evinizden yüzlerce metre uzakta olabilmesidir. Şebekeye yeraltından döşenecek kablolarla bağlanmak 100metre için 10,000 Avustralya dolarına mal olabilmektedir. Bu yatırım başka bir şeye yapılsa çok daha iyi olabilir.

Son olarak, bir hanenin şebekeden ayrılması elektriği diğer evler için ulaşılabilir yapacaktır. Eğer konut gelişimine bakacak olursanız, pek çok yeni konut alanın oluştuğunu ve bunlara yerleşildiğini göreceksiniz. Her yapılan konut birimi elektrik tüketecektir ve bu tüketim giderek artacaktır. Avustralya’da toplum olarak yapmadığımız bir şey varsa, üretim kapasitemizi akılcı biçimde artırmamızdır (ki bunu yapmamız gerektiğini savunmuyorum). Artan elektrik tüketimi ve sınırlı bir arz durumu sonucunda, (Avustralya’da) sıcak günlerde aşırı talebi yaratan durum değişene dek şebeke elektriği kısmi şekilde kesilmektedir.

Bir sonraki makalemde (3. Bölüm) güneş panellerinin gerçek dünyada nasıl işlediğine göz atacağım.

 

Yazının orijinal adresi:

http://permaculture.org.au/2011/03/02/a-solar-powered-life-part-ii/