Biyokömür Sobaları
Yazan: hira doğrul
Ağustos ayında Datça Kolektifini ziyarete gittiğimde, PDC’sini Mustafa’dan (Bakır) almış olan ve kendisinden biyokömürün faydalarını dinlemiş olan Kolektiften Yasemen, biyokömür (biyochar) sobası yapalım mı diye sorunca, hemen araştırmalara giriştik. İnternetten düzgün bilgi toplamak bayağı zahmetli bir iş. Biyokömür sobalarını, ayrıntılı bir şekilde, adım adım nasıl yapılacaklarını gösteren derli toplu yazı veya videolara ulaşmak 2 günümü aldı.
Sonuçta, çiftlik ölçeğinde, küçük çaplı sobalar için 2 temel tasarımın kullanıldığı sonucunu çıkardım. Her iki tasarımda da iç içe iki kovalı bir soba tasarımı kullanılıyor. İki tasarımda da biyokütle (odun parçaları, dallar, talaş, gübre…) içteki küçük kovaya konuyor. Aradaki fark bir tasarımda doğrudan biyokütlenin yakılması, diğerindeyse biyokütlenin küçük kovada kapalı tutulup büyük kovaya konulan dalların yakılması. Her iki tasarımı da denedik, birkaç denemeden sonra istediğimiz noktaya ulaştık, yani yanma sürecinde duman salmaksızın biyokömür elde ettik. Bu yazıda bu tasarımlardan ilkini, yani doğrudan biyokütlenin yakıldığı soba tasarımını anlatacağım.
İşe hurdacıya gidip biri 5 litrelik biri 2,5 veya 3 litrelik iki teneke kutu alarak başladık. Elimizde kısa bir soba borusu zaten mevcuttu. Küçük teneke kutunun üst tarafını tamamen açtık, büyük kutunun üst kısmını ise küçük tenekenin gireceği kadarını açtık.
Büyük tenekenin alt tarafında dört tarafta irili ufaklı delikler açtık. Küçük tenekenin hem tabanında, hem altında hem de ağzına yakın kısımda delikler açtık. Denemelerden anladığımız o ki, ne kadar çok (ya da büyük) delik açılırsa, havalanma o kadar iyi oluyor ve piroliz işlemi daha rahat gerçekleşiyor.
Üstte sağdaki resimde görülen delik sayısı da yetersiz geldi; küçük tenekede altta bir sıra daha (irili ufaklı) delik açtık ve büyük tenekedeki deliklerin bir kısmını büyüttük.
Daha sonra küçük tenekeyi büyük tenekenin içine yerleştirdik. Küçük teneke kısa olduğu için tabanındaki delikler de iş görecek.
Küçük tenekenin içine kalın ağaç dallarını düzenli, olabildiğince sıkışık şekilde ağzına kadar dizdik. Büyük tenekenin üstündeki iki deliği ve küçük tenekenin büyük tenekeye girdiği yerde oluşan boşluğu çamurla sıvadık.
Artık sobamız yakılmaya hazır. Odunların üstüne biraz kolonya sıktık, çalı çırpı ve talaş ekledik, çakmağı çaktık.
Yanma aşağı doğru yayılınca baca işlevi görecek soba borusunu yerleştirdik. Rüzgâr olduğu için etrafını taşla destekledik.
Yanma süresince, ilk 5 dakika hariç hiç duman çıkmadı. Sadece, yollarda aşırı sıcak havalarda görülen serapvari dalgalı görüntüler vardı, ama duman çıkmadı. Fotoğraflardan pek anlaşılmayacaktır herhalde, ama aşağıdaki bütün fotoğraflarda soba gürül gürül yanmakta.
Bu sobayı sağlam bir üçayakla çaydanlık veya küçük tencere ısıtmak için de kullanmak mümkün.
Yaklaşık 50 dakika sonra yanma işlemi bitti. Üstüne su döktük.
Sonuçta küçük tenekenin yarısı kadar biyokömür çıktı (ne yazık ki diğer işlere daldığımızdan bunun fotoğrafını çekmemişiz). Örneğin mangal kömüründen çok farklı; elle kolaylıkla kırılabiliyor, gayet kolay ufalanabiliyor (2. tasarımdan elde ettiğimiz biyokömürün fotoğrafları mevcut).
Araştırdığımız yazılarda başta koyduğunuz biyokütlenin yaklaşık dörtte üçü elinizde biyokömür olarak kalır, deniyordu. Daha az elde etmemizi kullandığımız odunun eski, yer yer çürümüş oluşuna bağladık.
Bu sobayla kuru ot, gübre rahat yanar gibi gözüküyor. Sadece talaş doldurulur ise havalanma açısından sorun yaşanabilir, denemek gerek.
Bu tasarım özellikle hiç duman çıkarmaması açısından bizi tatmin etti.
Dikkat! Denemek isteyenler rüzgâra dikkat etsin, sobanın başından ayrılmasn. Yanınızda en azından bir kova su bulundurmakta fayda var, bahçe musluğuna takılı hortum varsa ne âlâ.
Sadece talaş yakmak isterseniz, tenekenin tam ortasına yuvarlak bir sopa(kürek sapı gibi) koyup talaşı hafif ıslatarak sıkıştırıp daha sonra sopayı cıkarın ve yakın. Daha uzun zamanda ve tamamı yanacaktır ama sadece kül kalacaktır.