Bir Sayfa Seçin

ENERJİ AKIŞLARI – 1

Patrick Whitefield (çeviri: hira dogrul)

Enerji, bir dereceye kadar sürdürülebilirliğin değer birimi olarak görülebilir. Enerji kullanım seviyesi ile ekoloji üzerindeki toplam etki arasında oldukça yakın bir ilişki vardır. Günümüzde kullandığımız enerjinin hayli büyük bir kısmı fosil yakıtlardan elde ediliyor; fosil yakıtların kullanıldığı her durumda aynı ölçüde kirlilik yaratılmakta. Dahası, diğer kaynakların kullanımı ve azalışı enerji kullanımıyla alabildiğine iç içe geçmiş durumda. Permakültür büyük ölçüde enerji kullanımını sürdürülebilir bir seviyeye indirmeye odaklanmıştır.

Kullanımdaki Enerji ve Gömülü Enerji

Pratikte enerji iki formdadır: kullanımdaki enerji ve gömülü enerji.

  • Kullanımdaki enerji, enerji denildiğinde genellikle düşündüğümüz şeydir, eşyaları hareket ettirmek ya da ısıyı yükseltmek üzere kullanılan kaynaklardır. Örnek olarak bir kömür yığını ya da bir hidroelektrik deposundaki su gösterilebilir.
  • Gömülü enerji çeşitli malzemeler üretmek üzere kullanılmış olan enerjilerdir. Örneğin, bunu çalıştırmak için kullanılan enerji değil de, bir araba yapılması için kullanılmış enerji. Bir diğer örnek bereketli bir toprakta biriken bitki besin maddeleridir. Bu toprağı ortalamadan daha verimli kılmak üzere ya insan ya da doğal enerji ya da her ikisi birlikte kullanılmıştır.

Saf enerji çevrime sokulamaz. Bu sadece bir sistemden geçirilebilir; bu doğal bir ekosistem ya da insan yapımı bir tarım veya endüstri sistemi olabilir. Bu enerji bir kez kullanıldığında artık yeniden oluşturulamaz. Ekolojik etkimizi azaltmak istiyorsak birincil önceliğimiz bunu daha az kullanmaktır, bunu yapmanın en cazip yolu da bunu daha verimli kullanmaktır.

Enerji bir formdan diğerine dönüştüğünde iki enerji çıktısı oluşur: esas olarak amaçlanan yüksek nitelikli enerji ve daha az kullanılabilir enerji (genellikle düşük dereceli ısı formundadır).

Örneğin, bir tavuk bir şeyler yediğinde, gıdadaki yüksek nitelikli enerjinin bir kısmı beden ağırlığı, hareket ve yumurta biçimlerinde yüksek nitelikli enerjiye, bir kısmı da düşük dereceli ısıya dönüşür. Bu ikincisi tavuğun beden ısısıdır ve bu bir serayı ısıtmada kullanılabilir.

Nihayetinde, tavuk gıdasındaki bütün enerji sisteme çok düşük dereceli ısı olarak kaybedilir. Ancak iyi tasarlanmış bir sistemde, bu enerji sistemden çıkmadan önce pek çok işe yarayabilir.

Öte yandan, gömülü enerji döngülere girebilir. Doğal ekosistemlerde bunun neredeyse tamamı döngülere girer. Güneş enerjisi bir ekosisteme girerken ve nihayetinde evrene çok düşük dereceli ısı olarak geri yansırken, mineral besin maddeleri büyük ölçüde sistem içinde döngülere girer. Bu minerallerin küçük bir kısmı öncellikle nehirlerle akıp gider veya kayaların parçalanması ya da rüzgârın sürüklediği tozlarla telafi olur; ama büyük bölümü orada döngülere girer.

Endüstriyel tarımda, enerji akışının aşırı derecede artmasının yanı sıra besin maddesi döngüsü düz çizgisel bir akışa dönüşür. Aşırı miktarda fosil yakıt harcamak suretiyle mineraller topraktan kazılarak çıkarılır ya da havadan toplanır, bunlar suni gübrelere dönüştürülür, toprağa verilir, bitkilerce alınır, insanlarca yenir, çekilen sifonla tuvaletten gönderilir. Sistemin bu fazladan çıktıları kirletici maddelere dönüşür.

Bir permakültür sisteminde insan idrarındaki ve dışkısındaki besin maddeleri, hijyenik kompostlama teknikleriyle sistem içinde tutulur ve sistemin döngülere dayalı yapısı yeniden oluşturulur.

2. bölüm

**) Yazı Whitefield’in The Earth Care Manual adlı kitabından çevirilmiştir. Bu kitabı Türkçe’ye kazandırmak isteyen yayınevleri platform üzerinden çevirmen ile bağlantıya geçebilir.