Bir Sayfa Seçin

5. (son) Bölüm

Thomas Fischbacher (15 Ocak 2010)

(çeviri: Oluş Dayan)

“Para” bir dizi “oyun kuralı” ile birlikte gelen toplumsal bir yapıdan ibarettir. Bir yönüyle “para” bilgisayar işletim sistemleri ile pek çok benzerlikler gösterir: Pek çok kullanıcı bu kuralların ne derece esnek, şekillendirilebilir, farklı tasarımlara izin verebilir olduğundan tümüyle habersizdir. Kendimize, kuralların ne tür bir farklı tasarımı paranın rolünün farklılaşmasını sağlayacaktır sorusunu sormadan önce, mevcut düzenin ne tür bir fenomene sebebiyet verdiğine bakmak faydalı olacaktır. Bununla ilgili bir kısım Bill Mollison’un özyaşamöyküsünde bulunabilir:

Haftanın altı günü, günde 8 veya daha fazla saat, yıllar boyunca, ağaçları kesip biçtik; ev yapmak için gün be gün tüm ağaçları kestik. (…) Kötü günlerde, beş evlik kestik, iyi günlerde yedi.

Haftada 35 civarı ev kestik. Bir öğle vakti, bu harikulade rekor hakkında düşünürken, şu basit soruyu 7 bıçkıhane çalışanı olan bizim ekibe sordum: “Herhangi birimiz ev sahibi mi?”. Hepimiz birbirimize baktık, hiçbirimiz değildik. Bir ev almak için, o günlerde 7.000 usd borç alınıp 56 yılda 30.000 ila 50.000 usd olarak geri ödeniyordu. Bu durum tümüyle anlamsız geliyordu.

Az bir tartışmadan sonra, bir günü kendimiz için çalışmaya ve kolayca yedi ev yapmaya karar verdik.

(…)

Birçok çalışan bu tür zenginliklerin hesabını tutuyor olmalıdır ancak hiçbir zaman bunlara sahip olmaz. Burada bir şey ciddi olarak yanlıştır, ancak her bir ürünü ve bunların nasıl pazarlanacağını takip etmeden neyin yanlış olduğunu göremezsiniz. Eğer 7.000 dolara bir ev inşa edersem, on yaşına geldiğinde onu 30.000 dolara satabilirim. Aynı ev tekrar tekrar daha fazla paraya satılır. Bu kesinlikle bir güven hilesidir. Her satıldığında, birileri tüm hayatı boyunca bunu öder; ancak o aslında zaten ödenmiştir! Açıkça gözüküyor ki, ömrümüzün sadece birkaç haftasında barınma, yiyecek, yakıt, iplik, enerji, vb. tüm ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz. Ama biz hayatımızı borç içinde ziyan ediyoruz. – Travels in Dreams, Tagari, s. 829

Olaylar burada sunulduğundan çok daha inceliklidir, ancak bu bölüm şu soruyu sormak için şüphesiz değerlidir: Toplum için para oyununun kurallarının anlamı ne kadar büyüktür?

Eğer para belirli bir ekonomik faaliyet için gerekliyse, bir bankadan kredi almanın -ki ekonomik olarak en avantajlısı olmasa da genellikle düşünülen tek strateji budur- birçok alternatifi vardır. Bu alternatiflerden biri ön satış sistemleri olabilir: bir kitap duyurulur ve bunu basmak için gerekli para daha düşük fiyatlı ön siparişler ile sağlanır. Bu tür sistemlerin gayet zekice örnekleri olabilmektedir: Permakültür Tasarımcıları El Kitabı’nda şu örnek verilir; bir restoran, kapsamlı bir yenileme çalışması için gerekli parayı toplamak adına belirli bir tarihe ait yemek kuponlarını daha düşük fiyattan verir (“10 dolarlık yemek için, Temmuz ayı içinde bir gün 8 dolarlık bir kupon”). Burada ilginç bir şey ortaya çıkar. Kuponlar anında dönüştürülebilen bir değer taşıdığı için, bunların kendisi bir anda bir tür “geçerli para birimine” dönüşür. Bu para birimi (“kanuni para” olmasa bile “dönüştürülebilir bir değeri olma” anlamında) bunu kullanan kişiler arasındaki borçları kapatmak için kullanılabilir. Sonuçta restoranın yaptığı, dolaşımdaki para arzını, bir bankadan onlar için böyle bir iyilik yapmasını istemek yerine, kendi başına artırmaktır. (Bankalar para arzını genişletmede garip bir özel ayrıcalığa sahiptir [1] ve bu kutsal gücü kullanmak için faiz biçimi altında büyük bir bedel alırlar. Bu faiz en sonunda reel ekonomik ürün ve hizmetlerde ödenir!). Böylece, tedarikçi burada kendi müşterilerini bir “banka” olarak kullanmaktadır. Bir kişi böyle bir bakış açısı geliştirmeye başladığı zaman, halihazırda yürürlükte olan –cep telefonu kontur kuponlarından müşteri hesaplarına ve hatta “şirket paralarına” — “müşteriyle bankacılık” sistemleriyle dolu bir hayvanat bahçesi keşfeder [11].

Buradaki temel içgörü şudur: Bankalar “kutsal kurumlar” değildir ve insanların kendilerinin yapamayıp da bankanın yapabileceği (belki büyük devlet kurtarma paketi almaları dışında) hemen hiçbir şey yoktur. İnsanlar bunu, yağmayı hızlandırmak için vurgun parasıyla tekrardan yatırım yapmak yerine, iyileştirici faaliyetlerden gelen kaçınılmaz fazlayı iyileştirmeyi daha da hızlandırmaya yönelik yatırımlara ayırarak, muhtemelen çok daha iyi bir şekilde yaparlar.

İnsanlar yapılan işe dair hak talebi akışını düzenleyecek kurallar üzerinde anlaştıkları her yerde, bunu kendi para birimlerine dönüştürebilir. Görmüş olduğumuz gibi, kendi para birimleri için kendi oyun kurallarını getirmek adına insanların özgürlüklerini ellerinden almak, onların kültürünü yok etmek yolunda ciddi bir adımdır.

Bunun gibi bazı bölgesel para birimi tasarıları mevcuttur.  Bunların birçoğu Avusturyalı Silvio Gesell’in fikirlerine dayanır. Bu fikirlerin en önemlilerinden biri “bekletme bedeli”dir: yani, parayı dolaşıma hızlıca tekrar sokmak yerine elde tutmanın bir biçimde cezalandırılması. Bu kural alternatif para birimleri arasında popüler gözükse de, kuralların tasarımına gelindiğinde asla düşünülebilecek tek seçenek değildir. Hayal gücümüzün sınırı gökyüzüdür.

Çok ilginç ve gayet başarılı bir para birimi tasarısı, 2003 yılında Güneydoğu Bavyera’nın kırsal bir bölgesinde (tesadüf eseri, yazarın geldiği bölge) başlatılmıştır: “Chiemgauer” para birimi [2]. Bu para birimi yaklaşık 500.000 yerleşik kişinin olduğu bir bölge ile sınırlandırılmıştır ve herkes tarafından kolayca anlaşılabilecek birkaç kural ile yönetilir. Ancak bu kurallar katılımcının “Chiemgauer” ekonomisindeki rolüne bağlı olarak oldukça ilginç etkiler sağlayabilir.

Ana kurallar şunlardır:

  • Herkese açık olan tescilli dernek “Chiemgauer e.V.”, para birimi ile ilgili kuralları yönetir, işletir ve belirler. Oyunun kuralları değiştirilemez değildir, pozitif veya negatif yönelimlerle baş edebilmek adına, bölgenin yerleşikleri tarafından (katılımcı demokrasi yoluyla) ince ayar yapılmaya açıktırlar.
  • Resmi olarak “Chiemgauer” değeri Euro’ya eşit olan bir kupondur. Hali hazırda mevcut banknotlar 1, 2, 5, 10, 20 ve 50 Chiemgauer’dir.
  • X kişi Euro verip Chiemgauer aldığında, bu 1:1 döviz kuru ile yapılır. Ancak eğer, Y kişisi Chiemgauer verip Euro aldığında, ters oran 1:0,95’tir. Bu %5 farkın %2’si bölgesel para birimini işletmek için gereken idari masrafları ödemek için kullanılır. Diğer %3’ü bir bölgesel hayır kurumuna (örneğin bir anaokulu, bir müzik okulu, bir müze, vb.) aktarılır. Bu “hayır vergisi” tümüyle alım gücünü bölgeden çeken Y kişisi tarafından ödenirken, X kişisi de (hesabın seri numarası ile birlikte bir veri tabanına kaydedilen) parayı bölgede tutmanın karşılığını alır. Hayır kurumları bu sistemden gelen parayı Chiemgauer olarak alır.
  • Chiemgauer’de her üç ayda bir %2’lik bir yıpranma payı ücreti vardır. Örneğin bir banknot [senet/fatura; bill-?] değerinin %2’si değerinde bir pul ile yükseltilmezse üç ay sonrageçersiz hale gelir. Bu, para biriminin hızlı sirkülasyonunu sürdürmek için ekstra bir teşvik sağlar.
  • Hayır kurumu perspektifinden, (yeniden değişimin menfaat sahipleri olan) üyelerden bölgesel alımlarını Chiemgauer ile yapmalarını istemek üyelere ek masraf oluşturmadan ek para toplamanın çok iyi bir yoludur. Parayı “Chiemgauer” olarak aldıkları için, bunu öncelikli olarak bölgesel ürünlere harcamada bir teşvikleri olacaktır.
  • Dükkan sahibi perspektifinden, “Chiemgauer” kabul etmekle ilgili ücret tarifesi, kredi kartı ile ödemeyi kabul edince geçerli olacak ücretler ile benzerdir. Ancak yerel işletmelere, dükkan zinciri rakiplerine karşı ilgi çekici bir avantaj sağlar, çünkü (yerel kaynaklarla üretilen, işlevsel olarak denk ürünler sağlamak yerine) ülke çapında merkezi olarak tedarik edilen birbirinin aynı ürünlerin yaygın bir şekilde dağıtımını yaparak çalışan bir dükkan geri-değişim vergisi ile cezalandırılırken kendi tedarikçilerine Chiemgauer ile ödeme yapan yerel işletme bu cezayı hissetmez. Hayır kurumlarının üyeleri alımlarını Chiemgauer ile yapmaya istekli olacaklarından, Chiemgauer’i kabul etmek müşteri tabanını genişletmek demektir. Ayrıca, Chiemgauer sahipleri paradan çabuk kurtulmak ister, yani faturaları en kısa zamanda ödemeye isteklidirler.
  • Yerleşik bir tüketici perspektifinden, Euroları Chiemgauer ile değiştirmek, ekstra doğrudan maliyet oluşturmadan bölgenin kültürel gücüne ve kimliğine katkıda bulunan belirli yerel kurumları desteklemenin çok iyi bir yoludur.

Bu gayet zekice düzen kendi değerini kanıtlamış görünmektedir, çünkü bu para biriminin popülerliğinin giderek arttığı görülmüştür. Bu sadece bir para biriminin kurallarını tasarlayarak neler yapılabileceğini açıkça gösterir. İnsanları paranın ne olduğa ve nasıl çalıştığına – ya da kurallarını uygun bir şekilde tasarlayarak onu nasıl kendi avantajımız doğrultusunda çalıştıracağımıza dair eğitmek için biraz çaba harcandığında bundan çok daha fazlasının mümkün olabileceği beklenebilir.

Dipnotlar:

  1. http://www.disneydollars.net/, http://en.wikipedia.org/wiki/Disney_dollar
  2. http://en.wikipedia.org/wiki/Chiemgauer, http://vimeo.com/460645